Anne ve babaların çocuk yetiştirirken dikkat etmeleri gereken en önemli nokta çocukların bazı becerileri kazanabilmelerinde belli bir olgunluk düzeyine ulaşmanın gerekli olduğudur. Tuvalet alışkanlığının kazandırılması, yani çocuğun çişini ve kakasını haber vermesi çocuğun ancak belli bir biyolojik olgunluğa ulaşması sonunda gerçekleştirilebilir. Bu biyolojik olgunluk, kas kontrolü ile ilgilidir.

Bazı anne ve babalar, çocuklarına çok erken bu eğitimi kazandırmış olmakla öğünürler. Ancak, bu sağlıklı bir kazanım olmaz. Belli bir biyolojik olgunluğa erişmeden yapılan tuvalet eğitimi hiç bir işe yaramadığı gibi duygusal olarak da hasar verebilir. Bireysel farklılıklar olmakla beraber, tuvalet eğitimi kazandırmak için gerekli biyolojik olgunluk 18.ayda tamamlanır. Anne ve babalar, çocuklarını gözlemleyerek bu eğitime hazır olup olmadığını anlayabilirler. Bu konuda gerçekleştirilmiş ölçeklerden yararlanabilirler (Ana-Baba Okulu Remzi Kitabevi Psikolog Dr Zuhal Baltaş Tuvalet eğitimi).

Anne ve babanın, tuvalet eğitiminde sıra ile şu adımların kazanılmasını gözlemlemesi gerekmektedir: Çocuktan çocuğa küçük farklılıklar görülmekle beraber genelde tuvalet eğitiminin başlangıcında henüz kas kontrolü yeterli olmadığından idrar kesesi boşalma ihtiyacı duyduğunda bekleyemez. Bu nedenle, başlangıçta sık sık altını ıslatma son derece normaldir. Anneler, bu dönemde ev içinde gerekli düzenlemeleri yaparlarsa temizlik ve hijyen nedeni ile duyulan kaygılar ortadan kalkar. Annenin, temizlik nedeni ile sinirli olması ve çocuğa bir an önce öğrenmesi için baskı yapması bu süreci olumsuz etkiler. Çocuklar, öncelikle ıslaklığı fark ederler. Bu nedenle yaptıktan sonra haber verirler. Bu dönemde, ebeveynler tarafından övgü alan, desteklenen çocukların haber verme davranışı giderek yapmak üzere olduğunu hissederek haber vermesine dönüşür. Çoğunlukla,2 yaşına gelindiğinde çocuklar tuvaletlerini vaktinde haber verirler.İki buçuk yaşa doğru,çocuklar tuvaletleri geldiğinde kendiliğinden tuvalete gitmeye başlarlar.Ancak,temizlenmek için yardıma ihtiyaçları devam eder.Anne ve babanın,sakin,kararlı ve destekleyici tutumları ile giderek çocuğun gün içinde kaçırmaları da azalır. Dört -beş yaşlarına kadar kaçırmaların olması son derece normaldir.

Tuvalet eğitiminde anne ve babayı en fazla zorlayan nokta geceleri bu eğitimin nasıl yapılacağı konusudur. İyi bir gözlemleme süreci sonunda çocuğun hangi aralıklarla tuvalete kaldırılması gerektiği saptanabilir. Tuvalet eğitiminin başlangıcında, kısa bir süre, geceleri bez kullanmaya devam edilebilir. Ancak, hem gece hem de gündüz aynı kararlılığı göstermenin çocuk üzerindeki etkisi daha olumludur. Diğer önemli bir nokta, çocuğu lazımlığa oturturken bu konu ile ilgili duygularını önemsemenin gerekliliğidir. Genellikle, beslenmenin ardından çocuk lazımlığa oturtulur. Eğer, oturmak istemiyorsa çok fazla zor zorlanmamalıdır. Zorla lazımlığa oturtulan çocuklar, bu sürede tuvaletlerini yapmamakta, kalktıktan sonra çamaşırlarına yapmaktadırlar. Bazen çocuklar, zorla lazımlığa oturtulmalarına tepki olarak dışkılarını yapmamakta direnirler ve ciddi kabızlık sorunları yaşarlar.

Tuvalet alışkanlığının kazandırılmasında anne, baba ya da çocuğun bakımını üstlenen diğer ebeveynlerin tutumlarının niteliği çok önemlidir. Telaşlanmadan, sakin sakin, sinirlenmeden, yerinde övgülerin yapıldığı bir eğitim sürecinden, hem çocuk hem de aile kazançlı çıkar. Çocuk, başarması gereken bir gelişim görevinin üstesinden gelmiş olur. Aynı zamanda, bu alışkanlığı kazanırken ailesinin tutumunun özelliğinin farkına varır. Bu farkındalık hem kendine hem de ailesine güven duymasına yol açar.

Anne ve baba eğer bu süreçte, sabırsız ve cezalandırıcı bir tutum içinde olursa çocukta ortaya çıkan korku ve endişe duyguları onu olumsuz biçimde etkiler. Bu çocuklardan bazıları ileriki yaşlarda bu konuda problemler yaşayabilirler ( gece altını ıslatma). Bu konuda yaşanan bir başka yanlış tutum da, ailenin bu sürecin uzaması durumunda eğitimden -şimdi öğrenemeyecek diyerek vazgeçmeleridir. Bu durumda, çocuk için hem çok olumsuz bir deneyim yaşanmış olur, hem de çocuğun bir işi başaracağına ilişkin kendine ve çevresine olan güven duygusu yaralanmış olur.

Çocuklarımızın bir alışkanlığı kazanma süreleri, bizim istediğimiz süre olmayabilir. Her çocuk için bu süre değişik olacaktır. Kendi çocuğunuzu, diğer çocuklarla karşılaştırmayın. Çevrenizden bu yönde gelen kıyaslamalara kulaklarınızı tıkayın. Tuvalet alışkanlığını kazandırma sürecini kendinizi ve çocuğunuzu tanımada önemli bir adım diye algılarsanız bu süreci hem kendiniz hem de çocuğunuz için keyifli bir öğrenme sürecine dönüştürebilirsiniz.

Çocuklarınızla birlikte, nice güzel alışkanlıklar kazanma süreçlerine…

Hep Sevgiyle kalın.

Psikolog İlknur EFEÇINAR